17 Ağustos 2013 Cumartesi

ÇOCUK KULÜBÜ - YABANCI DİLDE














SARAY ÇOCUK KULÜBÜ - YABANCI DİLDE AKTİVİTELERİMİZ

  • İngilizce Çocuk Grubu
  • Rusça Çocuk Grubu
  • Almanca Çocuk Grubu
  • Fransızca Çocuk Grubu
  • İspanyolca Çocuk Grubu
  • Ebeveyn Kulübü
  • Yaz Okulu
  • Özel Günler

6 Ağustos 2013 Salı

Çift Dilli Çocuk Yetiştirme (Bilingual Kids)







-  Bebeklerle, doğumlarından itibaren öğrenmeleri açısından, birkaç dil ile iletişime geçiyorlar. Bu doğru bir tutum mudur? Yoksa çocuğun kafasını karıştırarak bir çıkmaza mı sokar?

Eğer bir bebekle düzenli ve tutarlı şekilde 2 hatta daha fazla dil konuşuluyorsa, belirli bir yaşa geldiğinde bu dillerin hepsini anlama ve kullanma kapasitesi ortaya çıkacaktır. Burada kritik olan nokta, çocukla iletişimde olan kişilerin dilleri düzenli ve tutarlı şekilde çocukla konuşuyor olmasıdır. Bu yaklaşım, en iyi “one parent one language” ifadesiyle yani “tek ebeveyn tek dil” kuralıyla özetlenir. Çocukla iletişimi olan kişilerden her biri tek bir dili benimsemeli ve çocuğa hitaben yaptığı konuşmalarda diğer dile geçmeden hep bu dili konuşmalıdır. Diğer ebeveyn (bakımveren) de çocukla iletişimini daima kendi benimsediği diğer dilde sürdürmelidir. Bu şekilde karışıklık durumu engellenir ve çocuk sağlıklı şekilde, sunulan tüm dillere hakimiyet kazanır.

- Yabancı dil öğrenmenin en kolay yolunun küçük yaşlarda olduğunu biliyoruz ama küçükten kasıt nedir?

Bebeklikten 3 yaşa kadar olan süreçte düzenli şekilde 2 ya da daha fazla dile maruz kalan çocukların bu dilleri öğrenme şekline “simultaneous acquisition” yani “aynı anda öğrenme” denir. Bu duruma bir anlamda otomatik öğrenme de diyebiliriz. Bu tip çocuklar yaşıtlarına göre biraz daha geç konuşmaya başlayabilirler ama bu zaman aralığı tek dilli yetişen çocukların ortalama konuşma yaşına göre çok da geride değildir ve sorun yaratmaz. 

Aslında dil öğrenmeye yatkınlık ilerleyen yaşlara kadar devam etmektedir. Örneğin; beş buçuk yaşında yabancı bir ülkede anaokuluna başlayan bir çocuğun (kendi ülkesinde ama sürekli yabancı dilin konuşulduğu bir anaokulu da olabilir) 5 ay gibi kısa sürede diğer çocuklardan farkı ayırt edilemez şekilde bu yabancı dili öğrendiği gözlemlenebilir. Ergenliğe geçmeden önce yabancı dille tanışan çocuklar, eğer bu yabancı dil sürekli ve düzenli şekilde yaşamında yer alıyorsa, aksansız şekilde anadili gibi bu dilleri konuşabilir.

- Herkes çocuğunun birkaç dil bilmesini ister, bunu öğretmenin doğru yolu nedir? Nasıl bir yol izlenmeli?

Çocuğunun birkaç dil öğrenmesini isteyen bir aile, çocuğu bu dillerle tanıştırmak için ergenliğe kadar olan zamanı iyi değerlendirmelidir. Çocuğa dilleri düzenli ve sürekli şekilde sunmak en önemli noktadır. Eğer erken yaşlarda dilleri sunar sonradan hiç kullanmazsanız dillerin unutulması öğrenilmesi kadar hızlı olacaktır.  

- Kaç yaşında ana dil haricinde bir dil öğretilmeye başlanmalı?

Anadil çocuğun sürekli duyduğu ve baskın şekilde kullanmayı tercih ettiği dil olarak tanımlanır. Bir çocuğun bebeklikten 3 yaşına kadar olan zamanda çevresinde sürekli olarak konuşulan dili, ana dili olarak benimsemesi beklenir. Bu aşamadan sonra diğer dilleri öğretmeye başlamak mantıklı gözükmektedir. Özellikle ergenliğe kadar olan zaman diliminde, dil öğrenmeye yatkınlığın sürdüğü hatırlanmalıdır.  Ayrıca, öğretmeye başlanılan diğer dillerin çocuğun yaşamındaki sürekliliğini sağlamaya da özen gösterilmelidir.

- İki dil paralel bir şekilde mi öğretilmeli yoksa önce biri sonra diğeri mi?

Eğer çocuk doğal bir çift dilli ortamda yetişiyorsa (annesi Türk, babası Alman olan çocuk ya da Türk ailenin Amerika’ya taşınması gibi) her iki dili aynı anda öğrenmesi doğru olacaktır. Eğer tek dilli bir ortamda yaşıyor ve yabancı dil olarak diğer dil öğretilmek isteniyorsa, 3 yaşından sonra ama ergenliğe geçişten önce yabancı dili sunmaya başlayabilirsiniz.

- Araya üçüncü dil sokulmalı mı?

Eğer sürekliliğini sağlayabilecekseniz erken yaşlardaki çocuğunuza üçüncü bir dil öğretmeye çalışmanızın sakıncası yoktur.

- Çok fazla dil bilmenin, çocuğun gelişimi için artıları ve eksileri nelerdir? Hangi özelliklerini geliştirir ya da hangilerine ket vurur?

Çift dilli olmanın hiç şüphesiz çocuk için sosyal kazanımları büyük olacaktır. Yabancı dilin gerektiği bir ortamda rahatça iletişime geçebilecek ve ihtiyaçlarını dil becerisi sayesinde kolaylıkla karşılayabilecektir. Ancak birden çok dil bilmenin zeka gelişimi üzerindeki etkileri konusunda net bir sonuca ulaşılamamıştır. Çift dilli olmanın okul başarısı ya da bilişsel beceriler üzerinde olumlu ya da olumsuz bir etkisi olduğu kanıtlanmamıştır. Ayrıca, çok dil bilmenin duygusal gelişim üzerinde de olumlu ya da olumsuz bir etkisi olduğunu söyleyemeyiz.  Bu açıdan çocuğu çift dilli yetiştirmek konusundaki karar ailelere kalmış gibi gözükmektedir. 



İki dillilik/Çok dillilik ve beyin gelişimi (Bilingualism)



Geçtiğimiz hafta, iki dillilik/çok dillilik ve beyin gelişimi üzerine konuşmuş, iki dil öğrenerek yetişmenin birtakım bilişsel becerilerin gelişimine belirgin biçimde fayda sağladığından söz etmiştik. Avrupa genelinde yüzde 50'ye yakın olmakla birlikte, özellikle eğitim sistemi ve politik içerikli sebeplerle, her toplumda iki/ çok dilli kültürün yaygın olmadığını söylemiştik. Eğitim ile ilgili ve siyasi unsurların yanı sıra, insan beyninin yalnızca tek bir dil öğrenmeye uygun olduğu varsayımının; iki dille yetişmenin gelişimsel bakımdan zorlukları olduğuna ve çocukları entellektüel bakımdan yetersiz kıldığına dair inancın da çok dilli kültürün yaygınlaşmasını engellediğinden bahsetmiştik.
Devam etmeden önce, iki dilli yetişmek üzerine yakın dönemde yapılan bilimsel çalışmaların (örneğin, Petitto ve ark., 2001 ve sonrası; Kovacs, 2009) ortaya koyduğu bazı bulguları hatırlatalım:
Herhangi bir erken yaşta, iki dilli yetiştirilmeye başlanan çocuklar, tek dilli yetiştirilen akranları ile aynı zamanlarda, ve dil kirliliği veya karmaşası gibi belirtiler göstermeksizin, dil bakımından kritik gelişimsel süreçleri geçiriyor. Çocuklar, yaklaşık 4 aylıktan itibaren ise iki farklı dilleri olduğunu anladıklarını gösteriyor. Üstelik, zihinsel esneklik, soyut düşünce, ve öğrenme ve problem çözme becerileri için kritik nitelikte olan çalışma belleği gibi bilişsel becerileri de olumlu yönde etkileniyor.
Diğer araştırma sonuçlarından bahsetmeden önce enteresan bir bilgi: Küçük yaştaki çocukların beyinleri çok hızlı gelişir. Öğrendikleri her kelimenin sözel anlamları olduğu gibi, belirgin görsel ve duygusal çağrışımları da bulunur. Örneğin, ilk öğrenilenlerden biri olan, "anne" kelimesi, kelime anlamından çok daha fazlasını barındırır. Ancak "anne" kadar önemli olmayan diğer kelimeler de erken yaşta öğrenildiği takdirde görsel ve duygusal çağrışımlar içerir.
Çocuk kaç dille yetişiyorsa yetişsin, erken dönemde öğrenilen kelimeler, taşıdıkları çok yönlü anlamlar bakımından zengindir.
Bu göz önüne alındığında, çocuğun iki dilli yetişmesi, gelişmesini engelleyici değil, pekiştiricidir. Araştırmalara göre, iki dilli yetişmenin avantajları, sözel becerilerle sınırlı değil; dille ilgisi olmayan bazı bilişsel becerileri de kapsıyor. Çocuk, sözel döneme geçtikten sonra, sözel olmayan becerilerinde de gelişme görülüyor. Psikolog Esther Adi-Japha ve meslektaşlarının 2010 yılında yaptıkları ve 4-5 yaşlarındaki çocukların incelendiği bir çalışmada, iki dilli yetişen çocukların, tek dilli yetişen çocuklara göre yaratıcılıklarının daha gelişmiş olduğu sonucuna ulaşılıyor.
Nasıl mı? Deney gereği, her iki gruptaki çocuklardan çiçek resmi çizmeleri isteniyor.
Tek dilli yetişen çocuklar, tipik olarak, yaprakları eksik çiçek resimleri çizerken, iki dilli yetişen çocuklar, "uçurtma çiçek" veya içinde kocaman bir çiçek olan "robot ev" gibi daha yaratıcı ve soyut anlamlar bakımından zengin resimler çiziyor.
2008 yılında Petitto ve meslektaşlarının yaptığı bir çalışmada ise, İngilizce konuşulan evlerde büyüyen ve yarı İngilizce, yarı İspanyolca eğitim verilen okullara giden çocukların, yalnızca İngilizce eğitim veren okullara giden çocuklara göre, okuma testlerinde daha başarılı oldukları anlaşılıyor. İki dilliliğin daha güçlü çalışma belleği ile ilişkili olduğunu sonucuna varan diğer bazı çalışmalarda ise okuma becerilerinin yanı sıra matematik becerilerinin de olumlu yönde etkilendiği görülüyor.
Kanada'daki York Üniversitesi'nden Ellen Bialystok ve Çin'deki Nanjin Üniversitesi'nden meslektaşları da çocukların çalışma belleklerini kullanmalarını gerektiren ve hatırlama becerilerinin ölçüldüğü bazı testlerde, iki dilli yetişen çocukların, tek dilli yetişenlere göre daha başarılı olduğunu buluyor. Bunların yanı sıra, iki dilli çocuklar karmaşık düşünme görevlerinde de daha iyi performans sergiliyor.


Tüm bu araştırmaların ortaya koyduğu tek dilli ve iki dilli çocuklar arasındaki bilişsel farklılıklar, birden fazla dil öğrenmenin, gelişmekte olan beynin yapısını farklı etkilediğini düşündürüyor. Bundan yola çıkarak kimi araştırmacılar, standart yöntem olan fonksiyonel manyetik rezonans görüntülemeden (fMRI) daha hafif bulunan (fMRI, küçük çocuklar için genellikle önerilmiyor) yeni bir yöntemle, tek dilli ve iki dilli çocukların beyinlerini görüntülüyor ve karşılaştırıyor. Şu ana dek rastlanan bulgular, her iki gruptaki çocukların beyinlerinin dil ile ilgili olan alanlarının benzer şekilde geliştiği, ancak hem dil hem de düşünme becerileri ile ilgili olan belirli kısımların iki dilli çocuklarda daha aktif olduğu, yani daha çok çalıştığı yönünde. Bilim insanlarına göre olası bir açıklama, iki dille yetişen çocukların beyinlerinin kimi kısımlarını, tek dille yetişen çocuklara göre daha çok kullanmak durumunda olmaları.
İki/çok dilli yetişmek yalnızca çocuklukta fayda sağlamıyor; yetişkinlikte de olumlu getirileri oluyor. Haftaya buradan devam.
 

Kaynak: Westly, E. (2011, Temmuz/ Ağustos). The bilingual advantage. Scientific American Mind, 22 (3), 38-41.

www.saraycocukkulubu.com

SARAY ÇOCUK KULÜBÜ - YABANCI DİLDE