- Bebeklerle, doğumlarından itibaren öğrenmeleri açısından, birkaç dil ile
iletişime geçiyorlar. Bu doğru bir tutum mudur? Yoksa çocuğun kafasını
karıştırarak bir çıkmaza mı sokar?
Eğer bir
bebekle düzenli ve tutarlı şekilde 2 hatta daha fazla dil konuşuluyorsa,
belirli bir yaşa geldiğinde bu dillerin hepsini anlama ve kullanma kapasitesi
ortaya çıkacaktır. Burada kritik olan nokta, çocukla iletişimde olan kişilerin
dilleri düzenli ve tutarlı şekilde çocukla konuşuyor olmasıdır. Bu yaklaşım, en
iyi “one parent one language” ifadesiyle yani “tek ebeveyn tek
dil” kuralıyla özetlenir. Çocukla iletişimi olan kişilerden her biri tek
bir dili benimsemeli ve çocuğa hitaben yaptığı konuşmalarda diğer dile geçmeden
hep bu dili konuşmalıdır. Diğer ebeveyn (bakımveren) de çocukla iletişimini
daima kendi benimsediği diğer dilde sürdürmelidir. Bu şekilde karışıklık durumu
engellenir ve çocuk sağlıklı şekilde, sunulan tüm dillere hakimiyet kazanır.
- Yabancı
dil öğrenmenin en kolay yolunun küçük yaşlarda olduğunu biliyoruz ama küçükten
kasıt nedir?
Bebeklikten
3 yaşa kadar olan süreçte düzenli şekilde 2 ya da daha fazla dile maruz kalan
çocukların bu dilleri öğrenme şekline “simultaneous acquisition” yani “aynı
anda öğrenme” denir. Bu duruma bir anlamda otomatik öğrenme de diyebiliriz. Bu
tip çocuklar yaşıtlarına göre biraz daha geç konuşmaya başlayabilirler ama bu
zaman aralığı tek dilli yetişen çocukların ortalama konuşma yaşına göre çok da
geride değildir ve sorun yaratmaz.
Aslında dil
öğrenmeye yatkınlık ilerleyen yaşlara kadar devam etmektedir. Örneğin; beş
buçuk yaşında yabancı bir ülkede anaokuluna başlayan bir çocuğun (kendi
ülkesinde ama sürekli yabancı dilin konuşulduğu bir anaokulu da olabilir) 5 ay
gibi kısa sürede diğer çocuklardan farkı ayırt edilemez şekilde bu yabancı dili
öğrendiği gözlemlenebilir. Ergenliğe geçmeden önce yabancı dille tanışan
çocuklar, eğer bu yabancı dil sürekli ve düzenli şekilde yaşamında yer
alıyorsa, aksansız şekilde anadili gibi bu dilleri konuşabilir.
- Herkes
çocuğunun birkaç dil bilmesini ister, bunu öğretmenin doğru yolu nedir? Nasıl
bir yol izlenmeli?
Çocuğunun
birkaç dil öğrenmesini isteyen bir aile, çocuğu bu dillerle tanıştırmak için
ergenliğe kadar olan zamanı iyi değerlendirmelidir. Çocuğa dilleri düzenli ve
sürekli şekilde sunmak en önemli noktadır. Eğer erken yaşlarda dilleri sunar
sonradan hiç kullanmazsanız dillerin unutulması öğrenilmesi kadar hızlı
olacaktır.
- Kaç
yaşında ana dil haricinde bir dil öğretilmeye başlanmalı?
Anadil
çocuğun sürekli duyduğu ve baskın şekilde kullanmayı tercih ettiği dil olarak
tanımlanır. Bir çocuğun bebeklikten 3 yaşına kadar olan zamanda çevresinde
sürekli olarak konuşulan dili, ana dili olarak benimsemesi beklenir. Bu
aşamadan sonra diğer dilleri öğretmeye başlamak mantıklı gözükmektedir.
Özellikle ergenliğe kadar olan zaman diliminde, dil öğrenmeye yatkınlığın
sürdüğü hatırlanmalıdır. Ayrıca, öğretmeye başlanılan diğer dillerin
çocuğun yaşamındaki sürekliliğini sağlamaya da özen gösterilmelidir.
- İki dil
paralel bir şekilde mi öğretilmeli yoksa önce biri sonra diğeri mi?
Eğer çocuk
doğal bir çift dilli ortamda yetişiyorsa (annesi Türk, babası Alman olan çocuk
ya da Türk ailenin Amerika’ya taşınması gibi) her iki dili aynı anda öğrenmesi
doğru olacaktır. Eğer tek dilli bir ortamda yaşıyor ve yabancı dil olarak diğer
dil öğretilmek isteniyorsa, 3 yaşından sonra ama ergenliğe geçişten önce yabancı
dili sunmaya başlayabilirsiniz.
- Araya
üçüncü dil sokulmalı mı?
Eğer
sürekliliğini sağlayabilecekseniz erken yaşlardaki çocuğunuza üçüncü bir dil
öğretmeye çalışmanızın sakıncası yoktur.
- Çok
fazla dil bilmenin, çocuğun gelişimi için artıları ve eksileri nelerdir? Hangi
özelliklerini geliştirir ya da hangilerine ket vurur?
Çift dilli
olmanın hiç şüphesiz çocuk için sosyal kazanımları büyük olacaktır. Yabancı
dilin gerektiği bir ortamda rahatça iletişime geçebilecek ve ihtiyaçlarını dil
becerisi sayesinde kolaylıkla karşılayabilecektir. Ancak birden çok dil
bilmenin zeka gelişimi üzerindeki etkileri konusunda net bir sonuca
ulaşılamamıştır. Çift dilli olmanın okul başarısı ya da bilişsel beceriler
üzerinde olumlu ya da olumsuz bir etkisi olduğu kanıtlanmamıştır. Ayrıca, çok
dil bilmenin duygusal gelişim üzerinde de olumlu ya da olumsuz bir etkisi
olduğunu söyleyemeyiz. Bu açıdan çocuğu çift dilli yetiştirmek
konusundaki karar ailelere kalmış gibi gözükmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder